‘Deniz Kızı’ esaretten kurtuldu

‘Deniz Kızı’ esaretten kurtuldu

Oğuzhan Murat Öztürk’ün ‘Deniz Kızı Eftalya’ kitabı Ötüken Neşriyat’tan çıktı. Deniz Kızı Eftalya, mûsikî tarihimizin, hem en fazla bilinenlerinden, hem de bir yığın uydurmayla bilinmeyenine dönüştürülenlerinden. Maalesef Deniz Kızı’na dair uydurmalarda edebiyatımızın da birazcık payı vardı, muharrirlerimiz hakkında malûmât-ı külliyeye sâhip olmadan, yazmışlar da yazmışlardı. Oğuzhan çok başarılı bir ayıklama yapmış ve o güzel kadını zırvalıkların esaretinden kurtarıp hakikata çekip getirmiş.

TANER AY

Sevecen Tunç’un ‘İstanbul’un Baylan’ı’nı (Ofset Yapımevi Yayınları) ve Oğuzhan Murat Öztürk’ün ‘Deniz Kızı Eftalya’sını (Ötüken Neşriyât) bu yıl içinde en keyifle okuduğum kitapların başına yazarım. ‘İstanbul’un Baylan’ı’nda Kup Griye tadı var, ‘Deniz Kızı Eftalya’ ise buram buram Kulüp kokuyor.

10kr02-manooo.jpg
Oğuzhan Murat Öztürk

Sevecen Tunç’un harika kitabı hakkında ‘Şiraze’ dergisinin önümüzdeki sayısına yazdığımdan şimdilik geçiyorum. ‘Deniz Kızı Eftalya’ya gelince, KARAR okurları Oğuzhan Murat Öztürk’ün tasarısının başına gelenleri biliyor, o tasarıya Türk Alman Kitabevi ve Kafesi’nde altı yedi edebiyat insanının yanında kendisine takdim yazmasını teklif ettiğim ve de kendisine fikir vermesi amacıyla tefrika çıktılarını bir dosya içinde teslim ettiğim biri, aylar sonra takdim yazmaktan cayıp, bana, Oğuzhan’a ve de Ötüken Neşriyât’a sapı siliklere özgü bir çalım atmıştı. Bunu matbûatta isim yapmak mı, para kazanmak mı yoksa akademik kariyeri mi için yapmıştı, şimdilik bir şey demek istemiyorum. Oğuzhan bu, matbûatın en güzel adamlarından biri, hilesi hurdası yoktur, üzüntüsünden tasarısından vazgeçmek üzereydi ki, ona kızmıştım. Aslında en fazla da kendime kızmıştım, insanların ciğerlerinin kıvrımlarını bildiğimi sanırdım, ama ben de faka basmıştım. Neyse, olan oldu, ama ‘ilâhî adalet’e ve doğru insanların eninde sonunda kazanacaklarına inandığımdan, ne zaman Ötüken’e gitsem Oğuzhan’a Deniz Kızı’nda hangi aşamada olduğunu sordum. Sonunda öyle bir kitap çıktı ki, kültür tarihçilerimizin en temel eserlerinden biri olacağına inanıyorum.

10kr02man.jpg

Deniz Kızı Eftalya, mûsikî tarihimizin, hem en fazla bilinenlerinden, hem de bir yığın uydurmayla bilinmeyenine dönüştürülenlerinden. Oğuzhan çok başarılı bir ayıklama yapmış ve o güzel kadını zırvalıkların esaretinden kurtarıp hakikata çekip getirmiş. Maalesef Deniz Kızı’na dair uydurmalarda edebiyatımızın da birazcık payı vardı, muharrirlerimiz Deniz Kızı Eftalya hakkında malûmât-ı külliyeye sâhip olmadan, yazmışlar da yazmışlardı. Yakup Kadri, Falih Rıfkı, Memduh Şevket, Naci Sadullah, Kemal Tahir ve Selim İleri aklıma gelen ilk isimler.

10kr02yazi-silinsin.jpg

Bana sorarsanız, Deniz Kızı için en doğru şeyleri, sadece Mümtaz Faik’in ve Cevat Çapan’ın yazdığını söylerim. Cevat Çapan’ın, onu ‘sesler dünyası’ içinde şiirleştirmesi, aslında Deniz Kızı Eftalya efsanesinin anahtarıdır. Ayrıca, hoş ve şuh bir kadın olduğu da bir diğer hakikat, anlayacağınız kadın gibi kadınmış, bu yüzden Mümtaz Faik’in daha ‘28 yılında ‘Bacak da bacak haniya!’ demesini çok değerli buluyorum. Oğuzhan’ın harika bir yöntemi var, önce bizim Deniz Kızı Eftalyamızın, Emin Bey’in zevcesi Deniz Kızı Eftalya’yla, Çerkes Arif’in kapatması Balık Eftalya’yla, Kordonlu Eftalya’yla ve Deniz Kızı Viktorya’yla nerede ve nasıl karıştırıldıklarını tespit edip, mûsikîmizin efsanesine öyle giriş yapmış. Sözü uzatmaya hiç gerek yok, Oğuzhan Murat Öztürk’ün ‘Deniz Kızı Eftalya’sına bayılacaksınız, beni Ahmed Rasim ve Eftalya ile aynı masaya oturtup iki kadeh ‘domuz sıkısı’ attırdığı için de Oğuzhan’a ayrıca müteşekkirim. Bu dünyadan iyi ki bir Deniz Kızı Eftalya geçmiş, bu dünyada iyi ki bir Oğuzhan Murat Öztürk de var...

HER EDEBİYAT TARİHÇİSİNİN KİTAPLIĞINDA BULUNMALI

Dr. Seda Özbek çok takdir ettiğim bir edebiyat araştırmacısı ve tarihçisi. Pek çoğunuz onu Cenab Şahabettin araştırmalarından tanıyor, bunu biliyorum, oysa benim için onlardan daha önemli ve değerli olan, Seda Özbek’in Mehmet Cemil Pekyahşi araştırmalarıdır. Özbek’e, iki cilt kitapla, Bâb-ı Âli’nin büsbütün unutulan bir yazarına yeniden can verdiği için ne kadar teşekkür etsek azdır. Cenab Şahabettin hâlâ okunuyor ve yazılarda geçiyordu ama Mehmet Cemil Pekyahşi’yi edebiyat hocalarının dahi bilmediğine çoğu defa tanık olmuştum. ‘Mehmet Cemil Pekyahşi’nin Vecize Dünyası’ geçtiğimiz günlerde Kriter Yayınevi’nden çıktı. Her edebiyat araştırmacısının ve tarihçisinin kitaplığında mutlaka bulunması gereken bir eser, hassaten edebiyat fakültesi öğrencilerine de öneriyorum.

10kr02man1.jpg

MALUMAT-I VASİA BİR ROMAN

Selçuk Altun sevdiğim bir ağabeyim, bir dostum ve keyifle okuduğum romancımdır. Kitaplarının hep ilk okurlarından biri oldum. Ama, bir iki nedenle ‘İşte Geldim Deniz Kenarı’nı (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) ancak ikinci baskısında yakalayabildim. Çok eğlendim, her sayfasında bir Woody Allen filminin çılgın sahneleri gözlerimin önüne gelir gibi oldu. Selçuk Altun’un üslûbunun lezzetiniyse günümüzün yazarlarından kimselere değişmem, inanın hem sinematografik hem de Ahmed Midhat Efendi’nin hiç ütü yüzü görmemiş bol ceketinden düşmüş gibi malûmât-ı vâsia bir roman ‘İşte Geldim Deniz Kenarı’. Bu ‘malûmât’ faslını asla yabana atmayın ve kuşların işemediklerini, karıncaların uyumadıklarını, ebabil kuşlarının üç ay yere inmeden havada uyuyabildiklerini veya yılanların göz kapakları kapalıyken de görebildiklerinin bir romanın kurgusunda okura ne kadar keyif vereceğini yaşamanız için ‘İşte Geldim Deniz Kenarı’nı hemen okumaya başlayın...

10kr02man2.jpg

‘CÜMBEZİN KIZI’NI BİR GECEDE OKUDUM

Ülkü Demiray’ın ‘Cümbezin Kızı’ (Bilge Kültür Sanat) isimli romanı bu yılın Emine Işınsu Roman Ödülü’nü kazandı. Emine Işınsu hep sevdiğim bir romancı olmuştur, ‘Cümbezin Kızı’nın da onun yazınsal değerlerine pek ters düşmediği kanısındayım. Roman, İngiliz yönetimi döneminde Kıbrıs’tan Araplara satılan dokuz bin kızımızdan birkaçının dramlarını anlatıyor. Pek bilinmeyen ama bir romancı için ‘harika bir konu’, bu yüzden bir gecede okuyup bitirdim. Ülkü Demiray usta bir yazar, ancak benim tereddüt içinde olduğum bir husus var. O da kitabın ‘harika konu’sunun Ülkü Demiray’ın şiirsel üslûbunun sanki biraz arkasında kaldığı hissini uyandırması oldu. Sizler okuduğunuzda ne hissedeceksiniz, bilemiyorum. Ama, ‘Cümbezin Kızı’nın yılın kayda değer romanlarından biri olduğu muhakkaktır.

10kr02man4.jpg

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN