Deva Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu: Mülteci karşıtlığını Erdoğan besliyor

KARAR TV'de konuşan Deva Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, 'Türkiye’de bir taraftan Tayyip Erdoğan bu yabancı düşmanlığına söylem açısından olarak karşı çıkıyor ama bunun zeminini oluşturan da bizzat kendisi. Bir taraftan bu mesele ile ilgili bir politikasız oluşuyla diğer yandan da tek kimlikçi bir politikayı sürdürmekle iki taraflı şekilde sığınmacı karşıtlığını besliyor. Bir kere mülteci konusuyla ilgili toplumun düşüncelerini göz ardı eden bir siyaset anlayışı olamaz' dedi.

MUSTAFA SİVİŞ | KARAR

Yıldıray Oğur'un yorumuyla ekranlara gelen Bi' Karar Ver programına konuk olan DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, mülteci karşıtlığı üzerinden yaşanan siyasi gerilimleri eleştirdi. Bazı belediye ve siyasilerin sığınmacılara karşı giriştiği işlemlerin temel kaynağının Erdoğan olduğunu belirten Yeneroğlu, iktidarın sığınmacılar konusunda halkın düşüncelerini dikkate almadığını ve bunun da siyaset ile bağdaşmadığını vurguladı.

Yeneroğlu, 'Mülteci karşıtlığının olması çok acı gerçekten. İnanın bu gerçeklik karşısında çok büyük üzüntü ve acı duyuyorum. Ülkemin gerçekliği beni derin derin düşündürüyor. Mevcut gidişat bizi nereye götürür, linç kültürü artık nereye kadar varır. Çünkü ekonomik sorunlar artacak, maddi sıkıntılar büyüdükçe sığınmacılar, günah keçisi olarak en savunmasız kitleler, kesimler olarak seçiliyor. Dolayısıyla Türkiye’de, bir taraftan Tayyip Erdoğan bu yabancı düşmanlığına söylem olarak karşı çıkıyor ama bunun zeminini oluşturan da bizzat kendisi. Bir taraftan da mesele ile ilgili politikasız oluşuyla diğer yandan da tek kimlikçi politikayı sürdürmekle iki taraflı şekilde sığınmacı karşıtlığını besliyor' şeklinde konuştu.

'TOPLUMUN ENDİŞELERİ GÖZ ARDI EDİLİYOR'

'Bir kere mülteci konusuyla ilgili toplumun düşüncelerini göz ardı eden bir siyaset anlayışı olamaz. Hiçbir siyasetçi toplumun yaşadığı endişeleri, ister olgu ister algı olsun, bunu göz ardı edemez. Onun için toplumun endişeleri dikkate alınmalı. Ama bu asla yapılmıyor. Gettolaşma, konsantrasyon ve son yıllarda özellikle sığınmacılarla ilgili bizzat iktidarın dezenformasyonu, bugün tersini dönmüş iktidarı vuruyor. Türkiye’de bir kere sığınmacılarla ilgili istisnai vatandaşlıktan vazgeçen, bunun ötesinde rasyonaliteden uzak, ensar-muhaciri aşamayan bir dilden vazgeçilmeli. Toplumun endişeleri dikkate alınmalı. Türkiye’deki eğitim sistemi bizleri her şeyden korkan bireyler olarak yetiştiriyor. Ülkemiz her an saldırıya uğrayacakmış gibi vehim içerisinde yetişmemize neden olan bir eğitim sistemine sahibiz. Hele ki bu sosyal medyada çok daha güçlü şekilde kendisini gösteriyor. Dolayısıyla sosyal medyanın toplumsal gerçekliği tanımladığı şeklinde bir yorum doğru olmaz. Oradaki gerçeklik, toplumun çok küçük bir bölümünü yansıtıyor. Eğer bu yaygın bir gerçeklik olsaydı, son seçimlerde Zafer Partisi iktidar olurdu.'

yeni-proje-65.jpg

'CHP NASIL BİR POLİTİKA İZLEYECEK?'

'Ak Parti eski yerini terk etti. Milletin yanında yer alma, devletin garson devlet, adil devlet olması gerektiğini, insanların yaşam alanına müdahale etmemesi gerektiği anlayışını terk etti. Şu anda tamamen aşırı devletçi, güvenlikçi, milliyetçi bir noktaya savruldu. Şimdi, CHP geçmişte tam devletçi bir çizgideydi, milleti karşısına alıyordu, toplumsal değerler ile barışık değildi ona saygı duymuyordu. Şu anda CHP’nin genel başkanı ‘Biz ders aldık, kredinin de bilincindeyiz. Artık sonuçta CHP’yi merkeze taşıyoruz. Toplumsal değerleri reddetmeyen ve bunlarla barışık bir anlayışa evrildik’ diyor. Ama bunun gerekleri var. O zaman bu durumda ne yapılması gerekiyor? Mesela cumhuriyetin değerleri başka cumhuriyet değerleri başka. Biz bunu söylediğimiz zaman Türkiye’de topa tutuluyoruz. Devletçiliği terk ettiniz mi, bunu Ak Parti sahiplenmiş ise siz buradan ne kast ediyorsunuz? Bundan sonraki devletçilikle alakalı anlayışınız sosyal adaletsizlik ve kısıtlama mı olacak yoksa devlet garson devlet mi olacak?'