Bu takım bu hale nasıl geldi?

Kaybetme üzerine kurulmuş bir sistem olan ülke futbolu her gün erimeye, seyircileri uzaklaştırmaya jet hızı ile devam ediyor. İzleyenler bahis oynadıysa onu takip ediyor, tribünlere gelenler ise stres atmaya. Övündüğümüz ‘gençlik geliyor’ söylemi tamamen hayal. Maç sonlarında futbol konuşabilen kaldı mı? Konuşulsa, yazılsa da reyting yapmıyor.

Yapanlar kim? Mesleği doktor olan şahsın ekranda küfürler sallaması, nasıl bir kalıbı var ise her sözünde kalıbını ortaya koyması. Diğeri tuttuğu takımının daha önce nasıl neler yaparak şampiyon olduğunu bağıra bağıra anlatan, ülkede siyaseti futbolu çok iyi bilen kişi. Diğeri iki like fazla alıyım diye pazartesi akşamı bir maçta hatalı kararlar veren yan hakemin eşine yönelik sözleri. En sıcağı ise Dursun Özbek’in futbolu tekrar örgüte bağlaması siyasetin içine alması.

Dönelim gündeme sistem dedik. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi gitse yerine Ahmet Mercan isimli biri gelse sistem çözülecek mi? Kural kitabı yazılmış sayfalarca uyan bir disiplin kurulu var mı? Parası olan arkası sağlam olan düdüğü çalıyor. Sıkıştıkları zaman da yolculuk Ankara. Sonuç olarak Türkiye’de futbol 25 senedir sahada oynanamıyor, bunu en iyi bilenler komşu topraklarında.

Pazar günü başkanla konuşup gereğini yapacağım deyip görevine devam eden Emre Belözoğlu sarı lacivertliler karşısına tam motivasyon ile çıkacaklarını maç önü açıklamıştı. Üç kulvarda yoluna devam eden İsmail Kartal ise sıkışık fikstürde rotasyona giderek bazı oyuncularını dinlendirme fırsatındaydı. Maç iki takımın gol bulacağı, süper lig başlangıçlarına nazaran bir üst seviyede başladı. Cengiz boş pozisyonu dışarıya Szymanski şutu Ertaç çıkarınca, topa daha çok sahip olan Ankaragücü, Morutan’ın biraz şans golü ile öne geçti.

İsmail-Krunic ikilisinden verim alamayan İsmail Kartal, Krunic-Zajc ikilisinden de aradığını ilk yarıda bulamadı. Cumartesi günü başlayan stres kopuk oyun dün akşam da devam etti. Fred yokluğu ön alan ve arka alanda oynayan bütün oyuncuları direkt etkiliyor. Makine gibi işleyen bir takım bir anda duruyor. Kaçırdığı pozisyon sonrası gelişen kontra atağa engel olamayan sarı lacivertliler ikinci golü de kalesinde görerek şoku erken yaşadı.

Sistemini değiştirmeyip her maç sağ bek sol beklerini değiştiren yeni maceralar arayıp ara transferde defansa yönelik üç oyuncu alıp dört hücum hattı oyuncusunu gönderen İsmail Kartal iki oyuncusu sakatlanınca bütün makinayı bozmuş oldu. Sosyal medyada dün akşam için en güzel yorum “Fenerbahçe orta sahasının maça gelmediğiydi.”

Fenerbahçe ikinci yarıya Osayi-Krunic-Zjc üçlüsünün yerine Ferdi-İsmail-Serdar Dursun üçlüsü ile oyundaydı. Szymanski’nin aklı ara transferde gidemediğinden dolayı düşen performansı üç gol attı diye takımın hakimi gibi gözüken her topu ezen Cengiz Ünder heyecandan taç çizgisine dahi çalım atmaya çalışan İsmail Yüksek… 20 dakikada üç gol atan bir takım nasıl bu hale geldi gerçekten bu makineyi yapıp bozan İsmail Kartal’a sormak lazım.

Morutan şımarıklık yapmasa Fenerbahçe seyircisi için eziyet 65. dakikada bitecekti. Skorun verdiği avantajla oyunu çok iyi tutan Ankaragücü kontra ataklarda şanslı olsa tarihi bir skoru tabelaya yazdırabilirdi. Nitekim 88’de Garry Rodrigues, oyuna son noktayı koyan isim oldu.

İkinci yarıya formsuz başlayan İsmail Kartal her maç öncesi rakibe göre çalıştık söylemleri artık gerçekçiliğini iyice kaybetti. Hoca bildiği ezberden hiç vazgeçmedi rakiplerde Fenerbahçe’yi iyi analiz ederek zayıflığından yararlanmayı bildi. Emre Belözoğlu takımını maça çok iyi motive ederek baştan sona üstün bir oyunla hakkı ile turu alan taraf oldu.

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum