Acı ilacın ilk tabletleri

Trabzon’a giderken illaki geçersin Armelit’ten.

Geçerdik demem daha doğru. Ben bazen geçmişi bugün gibi yaşıyorum.

Giresun’dan ileride Yağlıdere’den sonra sahilden ayrılır sağa saparsın. Armelit dağının tepesine kadar virajları döne döne döne tırmanırsın, yukarıya çıktığın zaman uzaktan Sis Dağı bile görünür, sonra döne döne aşağı inersin, Espiye’den sahile çıkarsın.

Korkunçtur virajlar. Biri bitmeden öteki başlar. Otobüsler ağır ağır çıkıp ağır ağır inerler.

Bana anlatan gerçek bir vaka olarak anlattı.

Bir otobüs, artık Kanberoğlu mu, Süzer mi, Ulusoy mu?

Armelit’ten inerken freni patlıyor.

Herkesin canı ağzında. Her an uçuruma yuvarlanabilirler. Salavatlar, tekbirler, tevhitler…

Şoför otobüsü durduramıyor. Gitgide hızlanıyorlar. Uçtular uçacaklar.

Cem Karaca’nın “Bindik bir alamete gedeyoz gıyamete” şarkısındaki gibi.

Şoför çaresiz. Ümidi kesmiş.

“Hey Allahum! 45 kişilan huzuruna geliyrum, beni mahçup etma!”

Neyse ki hikâye kötü bitmiyor. Şoför bir virajda otobüsü dağa yaslamayı başarıyor.

Memleketin ekonomisi de Armelit’teki otobüs gibi kontrolden çıktı.

85 milyon kişiyle paldır küldür iniyoruz.

Şoförümüz acemi mi acemi.

Frenin nerede, gazın nerede olduğunu bile bilmiyor. Frene basacağı yerde gaza bastığı bile oluyor.

Arada bir yolculara dönüp “gözlerime bakın” diyor.

Kardeş! Önüne bak, uçuyoruz!

Zaten söylemişti uçacağız diye. Uçtu uçacak otobüs!

İhracata dayalı ekonomi diyor ithalatı arttırıyor.

Faizi düşürecek, enflasyon da döviz de düşecek. Öyle öğrenmiş.

Dolarınızı bozun. Doları bozana bir porsiyon köfte!

Bozuyorsun doları, köfteyi yiyorsun.

Sonra bir daha köfte yiyemiyorsun.

Düşürüyor faizi sekiz buçuğa. Enflasyon oralı değil.

Hoş faiz de oralı değil.

Fiyatlar ipten boşandı. Ne domatese yetişebiliyoruz ne soğana ne pırasaya!

Döviz kafasına göre takılıyor. 18, 20, 25, 28…

Sonra Mehmet Şimşek’i direksiyona geçirdiler. Bu işlerden anlıyor. Belki durdurur otobüsü.

Körfez’e para aramaya gitti. Bulacakmış, Katarlılar söz vermiş.

Taşıma parayla ekonomi döner mi?

Biraz döner.

Patron memur maaşlarına yüzde 85 zam yaptı.

Yüzde 85 zam enflasyona körükle gitmek gibi bir şey. Şimşek’in biraz canı sıkılmıştır ama ne yapsın?

Yoldan çıkmış ekonominin çaresi acı ilaç.

Bir de oruç.

Az yiyeceksin. Az harcayacaksın.

Çok vergi vereceksin.

Memura yüzde 85 zam acı ilaçtan önce bir tatlı kaşığı bal.

Sirkeyi balla yuttururlar. Ama şifalıdır.

Akaryakıta zam.

Gabar’da bulduğumuz petrolü traktörlerimize doldursak?

Dalga geçme, porsiyonunu küçült!

Deprem masraflarını telafi için bir otomobil vergisi daha.

Abi depremde binaları ben mi yıktım? Niye elini benim cebime sokuyorsun?

Bilmiyor muydun? Senin cebin benim cebim.

İyi de çürük binaları ben mi diktim? Ben mi ruhsat verdim?

Ekonomiyi kaç senedir ben mi bozdum?

Ben bozdum ama sen ödeyeceksin, var mı itirazın?

Tövbe! Yok.

Ev kirasını arttırma. Aç gözlülüğü bırak.

Ama her şeye yüzde yüz, yüzde iki yüz zam geldi ben niye yüzde 25?

Kes sesini, bayrak inmez, ezan susmaz.

Anladım, bunları ezanın faturasına sayıyorsun.

KDV’ye zam. Yurtdışından getirilen telefonun harcı 6 bin liradan 20 bin liraya.

Seçimden önce hiç böyle konuşmuyordun, güzel güzel müjdeler veriyordun, şimdi ne bu şiddet bu celal?

Seçimden öncekiler reklamdı. Şimdi gerçek hayata dönüyoruz.

Bunlar ‘acı ilaç’ın ilk tabletleri.

Daha şurubu var, iğnesi var, serumu var… Var da var. Devamını siz getirin.

Otobüs hala frensiz Armelit’ten aşağı iniyor.

Direksiyonda Mehmet Şimşek.

Dua edelim durdursun otobüsü.

YORUMLAR (59)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
59 Yorum