Kutsal değerler herkesin meselesi

Kutsal değerler herkesin meselesi

İki milyar Müslümanın kutsalını hedef alan kışkırtıcı ‘Kur’an yakma’ eylemleri şimdi de Danimarka’ya sıçradı. Bu tehlikeli tırmanışa karşı Avrupa entelektüel kamuoyunun ‘nefret suçu’ ve ‘ifade hürriyeti’ kavramlarının sınırını ‘Avrupa dışı kültürlerin değerleri’ni de hesaba katarak yeniden tartışmaya açması gerekiyor. Bunun için ise İslam dünyasının ortak bir duruş sergilemesi şart.

MERVE ŞİŞMAN

Stockholm’de ırkçı siyasi Paludan ve Irak asıllı Momika polis korumasında Kur’an-ı Kerim’e dönük saldırılar gerçekleştirdi. Avrupa Birliği üyesi ülkeler, ABD ve İngiltere BM’de eylemleri kınamayı reddederken son olarak Kopenhag’da ırkçı bir grup benzer provokasyona imza attı. Nefret suçunu lanetleyen Ankara’dan “Bu ülkeler tedbir almayarak suçu teşvik ediyor” tepkisi geldi. Diplomasi trafiği yürüten Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İslam dünyasının organize bir tepki koymadığı sürece Batılı ülkelerde farkındalık oluşmayacağını söyledi.

AVRUPA DIŞI KÜLTÜRLER NEFRET SUÇLARININ HEDEFİ

Konu hakkında KARAR’a değerlendirmede bulunan uzmanlara göre, İslam ülkelerinde reaksiyoner akımları da besleyerek dünya barışını tehdit eden İslamofobik eylemlerin durdurulması için iki yol var: Öncelikle İslam ülkelerindeki yönetimlerin bu aşağılamaya ortak tepki göstererek Avrupa hükümetleri karşısında caydırıcı bir baskı gücü sergilemeleri şart. Diğer yandan Batı dünyasındaki entelektüel kamuoyunun da ‘nefret suçu’ ve ‘ifade hürriyeti’ kavramlarının sınırını ‘Avrupa dışı kültürlerin değerleri’ni de hesaba katarak yeniden tartışmaya açması gerekiyor.

2307krt01a-tum.jpg

Müslümanların Kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’e saldırı saldırı İsveç’ten sonra Danimarka’ya da sıçradı. İsveç’in başkenti Stockholm’deki Irak Büyükelçiliği binasının önünde Kur’an’ı Kerim ile Irak bayrağı yakılması sonrası bu kez Danimarka’da benzer bir eylem gerçekleştirildi. Danimarkalı Vatanseverler adlı grubun Irak’ın Kopenhag Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim’i yaktı. Kur’an-ı Kerim’i yakan grup, bu provokasyonu İsveç’in Bağdat Büyükelçiliğine yapılan saldırıyı protesto etmek için düzenlediğini bildirdi.

Danske Patrioter isimli marjinal grup, daha önce Türkiye’nin Kopenhag Büyükelçiliği önünde Türk bayrağı ve Kur’an-ı Kerim’e saldırı düzenleyerek, İslam’a hakaret etmişti. Televizyonların canlı yayınladığı kamuya açık alanda yapılan provokasyon büyük tepki çekti. Irak Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmet Sahhaf, provokasyonu kınayarak, bu gibi eylemlerin tepkileri körüklediğini ve tüm tarafları kritik durumlara sokacağını ifade etti.

İLK TEHLİKELİ KIVILCIM IRAK’TA

Yüzlerce Iraklı ise sabahın erken saatlerinde korunaklı Yeşil Bölge’de yer alan Danimarka Büyükelçiliği binasına yürüdü. Şii din adamı ve Sadr Grubu lideri Mukteda Sadr destekçileri, Yeşil Bölge’de yer alan Danimarka’nın Büyükelçiliği binasına girmeye çalışırken, güvenlik güçleri Yeşil Bölge’ye giden yollara barikatlar kurarak güvenlik önlemlerini arttırdı. Sadr yanlıları bir kaç gün önce ise İsveç Büyükelçiliğine girmiş ve elçiliğin bir kısmını ateşe vermişti. Yaşananlar sonrası Stokhol yönetimi diplomatik personelini Bağdat’tan çekmeye karar verdi. Bağdat yönetimi de İsveç Büyükelçisini istenmeyen adam ilan ederek ülkeyi terk etmesini istedi.

AŞAĞILIK EYLEMİN VAHİM SONUÇLARI OLUR

İslam ülkeleri ve uluslararası İslami kuruluşlar, Kur’an-ı Kerim’i hedef alan saldırılara izin vermesi sebebiyle İsveç’e tepki gösteriyor. Pakistan, Suudi Arabistan, Katar, BAE, Mısır, Azerbaycan, İran, Ürdün, Umman, Lübnan, Libya, Yemen, Kuveyt ve Bahreyn’den tepki geldi. İslam İşbirliği Teşkilatından (İİT), yapılan açıklamada ‘aşağılık eylemin’ vahim sonuçlarına rağmen İsveç makamlarının, bu tür eylemlere izin vermeye devam etmesinden derin hayal kırıklığı duyulduğu aktarıldı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada “Utanç verici eylemleri durdurmak için gerekli önlemler alınmalıdır” ifadesi kullanıldı. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, saldırıyı kınadığı açıklamasında, İsveç’in bu tür provokatif eylemlere izin vermesinin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamına girmediğini ve bu kavramların karıştırılmasının aşırılık ve şiddeti körüklediğini belirtti.

ANKARA’DAN ‘LANETLEME’ MESAJI

İsveç’teki Kur’an yakma eylemleri nedeniyle Irak ile İsveç arasında yaşanan krize Türkiye de dahil oldu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç “İsveç’te Irak’ın Stockholm Büyükelçiliği önünde kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik yapılan alçakça saldırıyı lanetliyorum” ifadelerini kullanmıştı. Adalet Bakanı Tunç ayrıca, İsveç’te Kur’an’a yönelik protesto adı altında yapılan eylemlere bağlantılı olarak “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçu” ile soruşturmalar başlattığını, Kur’an yakan Rasmus Paludan, Salvan Momika ve diğer sekiz şüpheli hakkında yakalama emri çıkarıldığını duyurmuştu.

BU ARTIK BİR SALGIN HALİNE DÖNÜŞMEYE BAŞLADI

İsveç ve Danimarka’daki Kur’an Yakma provokasyonlarına Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil ile yaptığı ortak basın toplantısında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan sert tepki gösterdi. Fidan “Bu artık yaygın bir salgın haline dönüşmeye başladı. Özellikle Batı’da, Batı’da da belli ülkelerde, genellikle Nordik ülkelerinde oluyor” dedi. Fidan, genel olarak İslam ve yabancı düşmanlığında artış olduğunu belirterek “Özel bir spesifik form olarak Kur’an-ı Kerim’e hakaret konusu Danimarka ve İsveç’te bir moda haline dönüştü. Bunu biz şiddetle kınıyoruz. Kınamakla da kalmayıp çeşitli girişimlerimiz oldu” ifadesini kullandı.

Geçmişte yapılan hakaretler konusunda Türkiye’nin ciddi tepkilerinin olduğunu, ama İslam dünyasından buna ciddi katılım olmadığını dile getiren Fidan, ancak 28 Haziran’da Kurban Bayramı’nın ilk gününde Kur’an-ı Kerim’e yapılan hakarete Türkiye’nin verdiği tepkinin ardından İslam ülkelerinin ciddi oranda Türkiye’nin pozisyonunu sahiplendiğini ve kendilerinin de çok ciddi tavır koyduklarını gördüklerini belirtti. Benzer saldırıların devam ettiğini dile getiren Fidan, Stockholm’de 20 Temmuz’da, bugün de Kopenhag’da aynı tür saldırıların yaşandığını anımsattı. Fidan “Fikir özgürlüğüyle kutsal değerlere hakaretin artık sınırlarının ayrılması gerektiğini düşünüyoruz. Batıdan bunu ayırma becerisini göstermesini bekliyoruz. Bunun için de her türlü tepkiyi koymaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

SALDIRI MÜSLÜMANLARA KARŞI İŞLENEN NEFRET SUÇLARININ KAMUSAL KABULÜNÜ ARTIRIYOR

Provokasyonları değerlendiren Oxford Üniversitesi’nden Galip Dalay “Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarının kamusal kabulünü artırıyor” dedi. KARAR’a konuşan Dalay şunları söyledi: “İslamofobik davranışların bu şekilde alenileşip normalleştirilmesi özellikle Batı’da yaşayan Müslümanlara karşı nefret suçlarını daha da yaygınlaştıran bir işlev görüyor. Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarının kamusal kabulünü artırıyor. Son olarak, bu tür nefret suçları, çok kültürlü ve çok kimlikli bir yapıya sahip olan Batı toplumlarının ortak yaşama iradesini ve bütün toplumsal farklılıkların parçası olduğu bir kamusal alan inşa edilme sürecini dinamitleyen bir işlev görüyor.

Alman Marshal Vakfı (GMF) Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı ise “Bu uygulama bu ülkeleri kötü niyetli dış etkiye de açık hale getiriyor. Zira yabancı servisler için bu tarz eylemleri gerçekleştirmek adeta çocuk oyuncağı ve çok düşük maliyetli. İsveç’te gerçekleşen eylemler neredeyse bu ülkenin NATO üyeliğinin daha da uzamasına sebep olacaktı. Bir çok Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi üyesi bu eylemleri yasaklamayı insan haklarına aykırı olarak görmediğine göre İskandinav ülkeleri de benzer bir değerlendirme yapabilir. Ancak siyasal liberalizmin bu ülkelerin kimliklerinin önemli bir parçası olduğunu ve dolayısıyla bu değişimin çok kolay olmadığını da gözardı etmememiz lazım” dedi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN