Yine ilk 500’e giremedik!

Columbia, Harvard, Yale, New York, George Washington, Berkeley, Indiana, Emory, UT Austin, Güney Kaliforniya… Daha fazlası var, BBC 20’den üniversite fazla diye yazmış.

Bildiğiniz gibi hepsi Amerikan üniversiteleri. İçlerinden birkaçı dünya üniversiteleri sıralamasında ilk ona giriyor.

Kampüslerinde çadır kampları kuruyorlar, İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımı lanetliyorlar, üniversitelerinin soykırımı desteklemekten vazgeçmelerini istiyorlar. Üniversitelerin öğrencilerden aldıkları harç paralarını İsrail’in Gazze saldırısını destekleyen şirketlerin hisselerine yatırmamalarını istiyorlar.

Ateşkes istiyorlar, soykırımın durdurulmasını istiyorlar.

Polis, üniversite yönetimleri tarafından davet edildiği üniversitelerde soykırımı kınayan öğrencileri gözaltına alıyor.

Bazı üniversiteler polisi kampüse çağırmıyor.

Emory Üniversitesinde bir öğrenciyi yere yatırıp arkadan kelepçeleyen polisi “Ne yapıyorsunuz?” diyerek ikaz eden ekonomi profesörü Caroline Fohlin de arkadan kelepçelendi. Aynı üniversitede felsefe bölüm başkanı olan Profesör Noelle McAfee de gözaltına alındı.

Güney Kaliforniya Üniversitesi mezuniyet gecesini iptal etmiş. Korkmuşlar, 65 bin üniversitelinin bir araya geleceği gecede bir şey olur diye.

Sadece ABD’de mi?

Paris’te Sorbon öğrencileri sokaklara dökülmüşler. Paris Politik Bilimler Enstitüsünü de öğrenciler işgal etmiş. Başlarında kefiyelerle binanın penceresinde zafer işareti yapıyorlar.

Roma’da Sapienza Üniversitesinde gösteriler organize etmişler, açlık grevi yapmışlar. İngiltere ve Almanya’da da benzer eylemler var.

Dünyanın arka tarafındaki talebeler de boş durmuyor. Sydney ve Melbourne üniversitelerinin kampüslerinde kamp kurmuşlar.

Netanyahu çok kızmış protestolara. Antisemitist demiş.

Seninki ne? Filistin’de her gün 50-100 insanı öldürmek?

Biden da hem nalına hem mıhına vurmuş.

“Protestoları kınıyorum. Ayrıca, Filistin’de olup bitenleri anlamayanları da kınıyorum.”

Amerika’nın kendi halinde vatandaşları da seni kınıyor.

Ne oluyor bu talebelere? On-onbeş bin kilometre uzaktaki Filistin’de, ırkları, dinleri, kültürleri yabancı insanlara karşı işlenen katliamı protesto etmek için başlarına bela alıyorlar?

Hani biz Asyalılar, biz Afrikalılar daha heyecanlı, daha vicdanlı, daha hisli insanlardık? Avrupalılar, Amerikalılar soğuktu, vicdansızdı?

Dünya tersine mi döndü?

Amerika’da, keyfi tıkırında öğrenciler keyiflerini bozup soykırımı protesto ediyorlar.

Bizim üniversitelerimiz ilme konsantre olmuş, hocalarımız, talebelerimiz ilimden başka bir şey düşünmüyor, ondan mı acaba?

Bizimkiler ilimle uğraşıyorsa üniversitelerimiz dünya sıralamasında niye hep arka sıralarda dolaşıyor?

Sivil toplumumuz?

Onlar da ilk beş yüze giremedi! Bir Filistin İçin 1000 Genç grubu vardı. Onları da polis yaka paça gözaltına aldı.

Neden böyle?

Cumartesi günü bizim ‘Rindan’ müdavimlerinin toplandığı Subaşı’nda konu buydu.

28 Şubat döneminde her gün sokaklardaydık. Kâh başörtüsü için, kâh Filistin için.

Yani protesto konusunda, eylem konusunda kabiliyetsiz değildik.

Bize ne oldu da bugün evvelce çok hassas olduğumuz Filistin’deki soykırıma ses çıkarmıyoruz?

Ağırlıklı olarak, iktidarın ‘muhafazakâr’ olmasının, Filistin lehine bir söylem kullanmasının, Türkçesi iktidarın ‘bizden’ olmasının protestolara kendiliğinden engel olduğu görüşünü dillendirdiler.

İktidar istediğinde protesto ediyorduk.

İstemediğinde etmiyorduk.

Sordum.

“Başörtüsü için elele” gösterisini yapın diye bize o dönemin iktidarı mı söyledi?

“Ama” dedi bir arkadaşımız, “O dönemde, yani 28 Şubat’ta birçok mahkemeden beraat kararı aldık. Bugün mahkemelerden iktidara rağmen karar almak imkânsız.”

“Bu gecenin cümlesi bu olsun” dedim.

***

Gözümden kaçmış.

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier romancı Orhan Pamuk’un Çukurcuma’daki Masumiyet Müzesi’ni ziyaretinden sonra antikacı Nevzat Onmuş’un yol üstündeki dükkanının önünden geçerken artık bütün dünyanın şarkısı haline gelen “Leve Palestina”yı dinlemek zorunda kaldı.

Onmuş, dükkanına Filistin ve Türk bayrağının yanı sıra “Sayın Cumhurbaşkanı Gazze’deki katliamı durdurun” yazılı bir döviz astı.

Sonra da Steinmeier dükkanının sokağına girdiğinde Leve Palestina şarkısının sesini açtı.

Son derece şık, medeni bir eylem.

Biraz geciktim ama… Nevzat Onmuş’u selamlıyorum.

YORUMLAR (69)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
69 Yorum