Kötülük problemi ve şeytanın icadı

Kötülük problemi ve şeytanın icadı

Allah’ın icraatında çok yönlü gayeler vardır. Bu unsurlardan bazıları çirkin olsa da çoğu güzeldir. Çoğunlukta bulunan bir güzellik, azınlıkta bulunan bir çirkinlik yüzünden terk edilmez. Aksi takdirde çoğunluğu kötü olan bir sonuca varılır. Keza, bir şeyin güzel veya çirkin olması, onun kemiyete/sayısal çoğunluğuna göre değil, keyfiyete/işin kalitesine göredir.

PROF. DR. NİYAZİ BEKİ- KARAR

Din felsefesinin önemli konularından kötülük problemi ve şeytanın varlığı konusunu Risale-i Nur’dan özetleyerek açıklamaya çalışacağım:

“Sual: Şerr-i mahz olan şeytanların icadı ve ehl-i imana musallat olmaları ve onların yüzünden çok insanların küfre girip Cehenneme girmeleri, gayet müthiş ve çirkin görünüyor. Acaba Cemil-i Alelıtlak/mutlak güzel ve Rahîm-i Mutlak/mutlak rahmet sahibi ve Rahman-ı Bil-Hakk’ın/sonsuz rahmet sahibi olduğu tahakkuk eden Allah’ın rahmet ve cemali, bu hadsiz çirkinliğin ve dehşetli musibetin husulüne nasıl müsaade ediyor ve nasıl cevaz gösteriyor?

Elcevab: Şeytanın varlığında cüz’î şerler ile beraber bir çok külli hayırlı maksatlar ve insanların tekemmülü/kemale ermesi vardır. Bir çekirdekten koca bir ağaca kadar ne kadar mertebeler var; insanların mahiyetindeki kabiliyet ve istidadda dahi ondan daha ziyade mertebeler var. Belki zerreden şemse kadar/atomdan güneşe kadar dereceleri var. Bu istidat ve kabiliyetlerin inkişaf etmesi, elbette bir hareket ister, bir muamele iktiza eder. Ve o muameledeki terakki zenbereğinin hareketi, mücahede/cehd ve gayretle olur. O mücahede ise, şeytanların ve muzır/zararlı şeylerin vücuduyla/varlığıyla olur. Yoksa, melaikeler gibi insanların da makamı sabit kalırdı. Ve bu durumda insan nev’inde, binler neviler hükmünde sınıflar bulunamazdı. Bir şerr-i cüz’înin/küçük bir kötülüğün gelmemesi için bin hayrı terk etmek, hikmet ve adalete münafîdir. Çendan/her ne kadar şeytan yüzünden ekser insanlar dalalete giderler. Fakat ehemmiyet ve kıymet, ekseriyetle keyfiyete bakar, kemmiyete az bakar veya bakmaz. Nasıl ki bin ve on çekirdeği bulunan bir zât, o çekirdekleri toprak altında bir muamele-i kimyeviyeye mazhar etse; ondan on tanesi ağaç olmuş, bini bozulmuş. O on ağaç olmuş çekirdeklerin o adama verdiği menfaat, elbette bin bozulmuş çekirdeğin verdiği zararı hiçe indirir. Öyle de: Nefis ve şeytanlara karşı mücahede ile, yıldızlar gibi nev’-i insanı şereflendiren ve tenvir eden on insan-ı kâmil yüzünden o nev’e gelen menfaat ve şeref ve kıymet, elbette haşerat nev’inden sayılacak derecede süfli ehl-i dalaletin küfre girmesiyle insan nev’ine vereceği zararı hiçe indirip göze göstermediği için, rahmet ve hikmet ve adalet-i İlahiye, şeytanın vücuduna müsaade edip tasallutlarına meydan vermiştir.

Ey ehl-i iman! Şeytan ve nefis gibi bu müthiş düşmanlarınıza karşı zırhınız: Kur’an tezgâhında yapılan –Kur’an’ın emir ve yasaklarına riayet etmekten ibaret olan- takvadır. Ve siperiniz, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın Sünnet-i Seniyesidir. Ve silâhınız, istiaze ve istiğfar ve hıfz-ı İlahiyeye ilticadır (bk. Lemalar, 71-72).”
Özetlersek; Allah’ın icraatında çok yönlü gayeler vardır. Bu unsurlardan bazıları çirkin olsa da çoğu güzeldir. Çoğunlukta bulunan bir güzellik, azınlıkta bulunan bir çirkinlik yüzünden terk edilmez. Aksi takdirde çoğunluğu kötü olan bir sonuca varılır.

Keza, bir şeyin güzel veya çirkin olması, onun kemiyete/ sayısal çoğunluğuna göre değil, keyfiyete/işin kalitesine göredir. Bazen bir tek kaliteli şey bin kalitesiz şeylerden daha önemli olur. İşte ilahi takdir ve icraatında bu ölçü esastır.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN