Yeni moda: Beyni canlı tutmak için Nörobik egzersiz!

Yeni moda: Beyni canlı tutmak için Nörobik egzersiz!

Unutkanlık, Alzheimer, öğrenme güçlüğü, yaratıcılık kaybı ve beyin potansiyelinizdeki genel düşüşe karşı yeni moda; Nörobik egzersizlerle korteksinizi şaşırtmak!

Unutkanlık ve öğrenme zorluğu orta yaştan itibaren bir sorun olmaya başlasa da, yoğun tempolu şehir hayatında artık gençler için de bir problem. Yaş ilerledikçe yeni bir dil öğrenmek, bir müzik aleti çalmayı öğrenmek, okuduklarını hatırda tutmak ve yeni fikirler üretmek gittikçe zorlaşıyor. Bunun temel nedeni yaş ilerledikçe yeni beyin hücrelerinin üretilemiyor oluşu. Ancak yapılan araştırmalar, bazı günlük algı egzersizleri ile yetişkinlerde de tıpkı çocuklar gibi yeni nöral ağların oluşturulabileceğini gösteriyor.

Nörobik denen bu egzersiz teknikleriyle beyninizi şaşırtarak beyin hücrelerinizi hareketlendirebiliyorsunuz. Bu egzersizler hem unutkanlığınıza çare olacak, hem yaratıcılığınızı arttıracak, düşünme tarzınızı değiştirecek, hem de uzun vadede Alzheimer ve bunamadan sizi koruyacaktır. Nörobik egzersizin temeli, rutin hareketlerimizi değiştirerek, duyularımızı kamçılamaya dayanıyor. Böylece yeni beyin hücrelerinin üretilmesi amaçlanıyor.

15-09/23/goz.jpg

Gözleriniz kapalı duş alın

Mesela giyinirken veya duş alırken gözlerinizi kapalı tutarsanız dokunma duyunuzu, arkadaşlarınızla yemek yerken hiç konuşmazsanız tat alma duyunuzu harekete geçirebilirsiniz. Seçtiğiniz farklı bir şarkıyı dinlerken, daha önceden bilmediğiniz bir parfümü koklamak gibi duyu birleştirme egzersizleri de beyin hücrelerinizi kamçılayacaktır. İşe farklı bir yol kullanarak gitmek, market yerine pazardan alışveriş etmek ya da benzeri şekillerde rutini kırmak da beyin devrelerini uyandırır.

Çay kokusunu nane kokusuyla değiştirin

Rutin davranışların kökleştiği sabah ve akşamlar yeni şeyler denemek için ideal zamanlardır. Ne gibi mi? Örneğin çoğu kişi için sabah çay ve kahve kokusuyla özdeştir. Bunu kırmak için sabah yataktan kalkar kalkmaz vanilya, narenciye, nane veya biberiye aromaları koklamak işe yarar. Duş alırken ve giyinirken de bunu tekrarlayabilirsiniz. Sabaha ilişkin kokuları değiştirerek nöral yolları dürtebilirsiniz.

15-09/23/tat1.jpg

Diğer elinizi de kullanın

Gözler kapalı tıraş olmak, dişlerinizi her zaman kullandığınız elinizle değil de diğeriyle fırçalamak, rutin işlerinizi yaparken sağ elinizi kullanıyorsanız sol el denemeleri yapmak, hatta solak değilseniz sol elle yazı yazmaya çalışmak da işlevsel olacaktır. Bu egzersizler, beynin normalde kullandığınızın tersindeki tarafı kullanmanızı gerektirir. Sonuç olarak, hakim olduğunuz elinize ilişkin tüm devreler, bağlantılar ve beyin alanları pasif kalırken, onların beyninizin diğer tarafındaki emsalleri birdenbire genellikle onlarsız yürüyen bir dizi davranış kümesini yönlendirmek zorunda kalırlar. Araştırmalar, bu egzersiz türünün dokunsal verileri kontrol eden korteks kısmındaki devrelerin hızla genişlemesiyle sonuçlanabileceğini gösteriyor.

15-09/23/dokun.jpg

Nesneleri el yerine ayaklarınızla tutun

Korteksinizdeki olağan dışı duyu yollarını rutin bir etkinlikle ilişkilendiren başka bir egzersiz de çorap ve iç çamaşırınızı çamaşır sepetinin içine ayaklarınızla koyma veya ayakkabınızı dolaptan ayaklarınızla almaktır. Nesneler ve kumaşlar arasında ince ayrımlar yapmak için parmakların sık sık kullanılması ise dokunmaya ilişkin beyin alanlarının genişlemesine ve yeniden şekillenmesine neden olur. Bu, yiyecek elde etmek için parmaklarını kullanmak üzere eğitilmiş maymunlarla ve kör insanlarla yapılan beyin görüntüleme çalışmalarında gözlemlenmiştir. İşitme duyunuzu şaşırtmak için de sessizliği kullanabilirsiniz. Mesela ailenizle kahvaltı edeceğiniz zaman kulak tıkacı takın ve dünyayı bir de sessiz deneyimleyin.

Yeni yollar deneyin

Normal rutinde yaptıklarınızın sırasını değiştirmek de beyin hücrelerini hareketlendirecektir. Eğer gündelik alışkanlıklarınızda çörek ve kahve varsa, sıcak yulaf ezmesi ve bitki çayı gibi başka bir şeyi deneyin. Alarmınızın ayarlarını değiştirin veya televizyonda asla seyretmediğiniz bir sabah programını açın. Köpeğinizi yeni bir rota üzerinde dolaştırın. Beyin görüntüleme çalışmalarında, yeni görevlerin korteksin birkaç farklı bölgesinin etkinliğini artırdığı ve dolayısıyla korteksin büyük bölümünü harekete geçirdiği görülmüş. Bu etkinlik, görev rutine ve istem dışı duruma dönüştüğünde azalıyor. Otomatik (ezbere) yapılan işlere kıyasla yeni görevler daha fazla “beyin gücü” sarf edilmesini gerektiriyor.

Kitabı yüksek sesle okuyun

Geceleri okuduğunuz kitabı ev ahalisine yüksek sesle okumak da farklı beyin devrelerinin kullanıma girmesine yol açıyor. Beyin görüntüleme çalışmalarının ilk bulgularından birisi, aynı sözcük okunduğu, söylendiği ve işitildiği zaman üç ayrı beyin bölgesinin aydınlanması. Örnek olarak sözcükleri dinlemek korteksin sol ve sağ yarı küresinde iki ayrı alanı, konuşulan sözcükleri ise beynin her iki tarafındaki motor korteksin yanı sıra serebellum adlı bir bölgeyi harekete geçiriyor. Öte yandan, sözcüklere yalnızca bakmak, sol yarı küredeki korteksin yalnızca bir alanını etkinleştiriyor. 

Esnafla konuşun

Sosyalleşmek de tahmin edileceği üzere korteksteki hareketliliği hızlandırıyor. Bunun için bankamatik yerine bankada işlem yapmayı, esnafla sohbet etmeyi deneyebilirsiniz. Bilimsel araştırmalar, sosyallikten yoksun olmanın genel bilişsel beceriler üzerinde ciddi olumsuz etkilere sahip olduğunu kanıtlıyor.

Peki beyninizi iş yerinde nasıl aktive edeceksiniz? Herkesin iş yerinde değişik bir şeyler yapmak ya da mantık bilmeceleri çözmek için fırsatı olmayabilir. O nedenle çalışırken de yapabileceğiniz bazı yöntemler sayacağız. Çalışmayı bölmeyecek, iş etiğini de ihlal etmeyecek Nörobik fırsatlara bakacağız. Bu egzersizleri, kendi iş durumunuza uygun olacak şekilde değiştirebilirsiniz.

15-09/23/renk.jpg

Masa üstünüzü yeniden dizayn edin

İşyerindeki masanızı her gün gördüğünüz ve o masada rutin işlerle uğraştığınız için, korteks ve hipokampüsünüz ona dair uzamsal bir harita oluşturmuştur. Bu sebeple, bilgisayar faresi, telefon, zımba, çöp sepeti ve diğer ofis araçlarının yerini tespit etmek için çok az zihinsel çaba harcarsınız. Her şeyin yerini kafanıza göre değiştirin. Hazır başlamışken, kol saatinizi de diğer bileğinize takın.

Normalde düşünmeksizin ulaştığınız bildik nesnelerin yerlerinin değiştirilmesi, uzamsal öğrenme ağlarını yeniden harekete geçirir ve içsel haritaları düzenleyen görsel ve somatosensör beyin alanları tekrar işlemeye başlar.

Yalnızca masanızdaki objelerin veya mobilyalarınızın yerini değiştirmekle yetinmeniz gerekmez. Eğer iş programınız yeterince esnekse, gündelik görevlerinizin sıralamasını da yeniden düzenleyebilirsiniz. Sabahları ilk iş olarak e-postalarınıza mı bakıyorsunuz? Bunu başka zaman yapın. Dinlenme molanızı yarım saat önce veya sonra yapabilir misiniz? Ya da rutin olarak hep aynı gün ve saatte gerçekleştirdiğiniz bir toplantıyı sabahtan öğleden sonraya alabilir misiniz? İşyeri kurallarının sınırlamaları içinde bir miktar düzensizlik oluşturun.

Eşyaların yerini değiştirin

Eğer bilindik şeylerin yerini değiştirmenin sonucunu hemen görmek istiyorsanız, basitçe çöp sepetinizi uzun zamandır durduğu yerden başka bir yere taşıyın. Ne zaman çöpe bir şey atmaya kalksanız, çöp sepetinin eskiden bulunduğu noktayı hedeflediğinizi fark edeceksiniz. Tekrarlayan deneyim, beyninizdeki duyusal ve motor yolları, kağıdı belli bir yöne atmak üzere programlamıştır. Kendinizi yakalayıp eyleminizin yönünü değiştirdiğinizde beyniniz bu yeni durum karşısında dikkatini toplar ve böylelikle zihin programınıza dahil olacak bir dizi yeni yönergenin ilk tohumları da atılır.

Renkler, sıradan nesne ve olaylar hakkında tamamen farklı duygular yaratabilen güçlü duygusal ilişkilendirmelere yol açar ve dikkat radarınızı günceller. Bu yüzden etrafınızı çarpıcı renklerdeki eşyalarla yeniden düzenleyebilirsiniz. Ara ara ev eşyalarının yerini değiştirmek ve koltukların üzerine farklı bir renkte örtü örtmek de işe yarar.

Fotoğraflara tersten bakın

Beyniniz görsel veriyi işlerken kelimenin tam anlamıyla iki zihne sahiptir. Beyninizin analitik “sözel” kısmı (sol beyin) bir nesneyi görür görmez etiketlemeye çalışır: “masa”, “sandalye”, “çocuk”. Öte yandan “sağ beyin” uzamsal ilişkileri algılar ve sözel olmayan ipuçlarını kullanır. Düz duran bilindik bir fotoğrafa baktığınızda sol beyniniz hızlıca onu etiketler ve dikkatinizi başka yöne çeker. Fotoğraf baş aşağı çevrildiği zaman ise, hızlıca etiketleme stratejisi işlemez ve sağ beyninizdeki nöral ağlar devreye girerek bu kafa karıştırıcı görüntünün şekillerini, renklerini ve ilişkilerini yorumlamaya çalışır. Betty Edward’ın yazdığı Beynin Sağ Tarafı ile Çizim kitabında anlatıldığı gibi, nesnelere tersinden bakma stratejisi içimizdeki potansiyel sanatçıyı açığa çıkarmada kilit bir role sahiptir. Size ev ve iş yerinizdeki resim ve fotoğrafları ara sıra ters çevirebilirsiniz.

15-09/23/koku.png

Pazara gidip sebzeleri koklayın

Binlerce yıl boyunca, yemek bulmak, zorlu ve Nörobik bir antrenmandı. Tüm duyuları içerirdi; Görme, koklama, işitme vasıtasıyla hayvanların izini sürmek… Hava durumunu “okuyarak” ekin veya hasat zamanına karar vermek… Balıkçılık veya toplayıcılık için en iyi yerleri saptamak gibi. Her bir mevsimin yemek bulmada kendine göre zorlukları ve fırsatları vardı ve aç kalma korkusu her zaman ufuktaydı. Yiyecek bulmak asla rutin değildi ve genellikle çok sosyal bir etkinlikti.

Modern toplum, yemek bulmaya adanan zaman, mücadele ve bilinmezlikleri etkin bir şekilde ortadan kaldırmış bulunuyor. Süpermarketlerde kullanılan ambalajlar, besinleri duyular için bir şölen yerine temel olarak görsel duyumuza hitap eden bir unsura dönüştürdü. Ve bu ambalajlı, dondurulmuş veya konserve edilmiş besinler dünyasında tatma, dokunma veya koklama gibi diğer duyular üzerine temellenmiş uyarımlar elendi ve arka plana atıldı. İnsandan insana alışveriş, otomatik ödeme noktalarıyla yer değiştirdi ve hatta avlanma rotaları (koridorlar ve raf düzenlemeleri) duyusal uyarım değil, optimum satış için yeniden programlandı.

Avcı ruhunu harekete geçirin

Bu konudaki egzersiler “avlanma”nın sosyal yönleri ile birlikte duyularınızı ve onlar arasındaki ilişkilendirmeleri işin içine daha fazla katarak, içinizdeki avcı-toplayıcıyı yeniden uyandırmayı amaçlıyor. Pazarlarda genellikle mevsimine uygun yerel ürünler satıldığı için, gittiğinizde neyle karşılaşacağınızdan hiçbir zaman emin olamazsınız. Pazara elinizde bir alışveriş listesi olmadan, keşfetmek amacıyla gidin ve iyi görünen, kokan ve hissettiren ne bulursanız onlardan alarak bir yemek icat edin.

Bir pazarın elma mevsiminde duyularınızı nasıl kuvvetlendirdiğine bakalım. Bir sonbahar günü, bir pazar tezgahının önünde durun ve üstündeki çeşit çeşit elmaya göz atın. Elmaların biçim ve renk çeşitliliğini keşfederken, elinize her bir türden birer elma alıp onun dokusunu ve sıkılığını hissedin, aromasını içinize çekin. Birdenbire, o günün aslında pırıl pırıl güneşli bir gün olduğunun, sararmaya başlamış yaprakların, olgunlaşmakta olan elmaların havadaki kokusunun ve açık gökyüzünün maviliğinin farkına varırsınız. Birkaç elma satın alma gibi bir eyleminin etrafına zengin bir anı ağı örmüş olursunuz. Satılan ürünü görmek, koklamak ve ona dokunmak isteyin. Nereden geldiği ve nasıl hazırlandığına dair sorular sorun. Bu egzersizler, Nörobik koşulların pek çoğuna sahiptir; yenilik, sosyal etkileşim ve farklı biçim, renk, koku ve tatlar arasında çoklu duyusal ilişkilendirmeler.

Raflara başka bir açıdan bakın

Eğer alışverişinizi markette yapacaksanız rafları gözlerinizle tarama şeklinizi değiştirin. Dükkanlar en fazla kar getiren parçaları göz hizasına koyacak şekilde tasarlanmıştır ve hızlıca göz attığınızda orada olan her şeyi gerçekten göremezsiniz. Bunun yerine, herhangi bir koridorda durun ve raflarda bulunan her şeye, yukarıdan aşağıya bakın. Eğer daha önce hiç görmediğiniz bir şey varsa, yalnızca içeriğini okumak ve onun hakkında düşünmek için raftan alın. Rutininizi kırmış ve yeni bir şey deneyimlemiş olursunuz.

15-09/23/tat.jpg

Dikkati yemeğinize verin

Haftada birkaç sabah, gazete gibi zihin dağıtan şeyleri kahvaltı sofranızdan kaldırın ve dikkatinizi kiminle ve ne yiyip içtiğinize odaklayın. Akşam yemeği zamanında, radyo veya TV’yi kapatın ve sofraya herkesin birlikte oturmasını sağlayan. Belki de yemeğe dua ve minnettarlık ifadeleriyle başlamak insanları birbirine ve sözcükleri yemeğe bağlayacaktır. Öğretmenlerin “bana tüm dikkatini ver” demelerini hatırlıyor musunuz? Beynin dikkat mekanizması üzerine çalışan sinir bilimciler, dikkatin gerçekten de sınırlı bir kaynak olduğunu bulmuşlardır. Gazete okumaya ne kadar dikkat ayırırsanız, etrafınızdaki diğer şeylere veya kişilere o kadar az beyin gücü kalır. Elbette gündemdeki olayları takip etmek kötü değildir fakat bilgi edinmek için mi yoksa kendinizi çevreden soyutlamak için mi okuduğunuzu kendinize sormaya değer.

Burnunuzu kapatın

Tat ve koku deneyimleriniz üzerinde de oyun oynayabilirsiniz. Bizim tat olarak adlandırdığımız şeyin çoğu aslında kokuya dayanır. Burnunuzu kapadığınızda temel tat verilerini ve dokunma duyusuna ilişkin ipuçlarını ön plana taşır, ağız ve dilinizi kullanarak gıdanın kıvamını deneyimlersiniz. Bazı zamanlar burnunuzu kapatarak yemeyi deneyin.

 

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN